3 temel giriş yeri vardır. Literatürde, göbek deliğinden konulması ile ilgili bir yöntem tanımlanmakla birlikte, bu yöntem uygulama ve sonuçlar açısından kayda değer değildir. Meme altı çizgisi, meme başı ve koltuk altı olmak üzere 3 ana giriş noktasından hangisinin kullanılacağı size ait özelliklere göre ve her birinin avantaj ve dezavantajları belirtilerek kararlaştırılır. Bu yöntemlerin herhangi birisinin diğerine göre bariz bir üstünlüğü yoktur.  
 
Protezin meme başından konuşması isteniyor ise bazı şartların hasta için uygun olması gerekmektedir. Scott Spear ve ark. yazdıkları makalelerinde (PRS, Volume 118, number 7S), meme başının çapının en az 25 mm olması ve mümkünse 40 mm’den küçük olmaması önerilmektedir. Meme başı dokusun renginin çok açık olduğu kişilerde, izin rahat gizlenememesinden dolayı tercih edilmemektedir. Bunun yanında, geniş araştırmalar olmamasına rağmen, operasyon sonrası meme başında his kaybı olasılığı ile süt vermede zorlanma riskini de taşımaktadır. Özellikle tübüler yapılı, meme anomalisi bulunan kişilerde ve meme altı kıvrımının yeterli olmadığı durumlarda önerilmektedir. 
 
Koltuk altı insizyonu (cerrahi kesisi) tübüler memelerde veya meme dokusuna müdahale edilmesi gerekli ek uygulamaların varlığında seçilmemektedir. Damla şeklindeki protezler ile büyük hacimli protezlerin konulmak istendiğinde bu giriş yeri tercih edilmemektedir. Biz, meme altı kıvrımı olmayan, aktif sportif yaşantısı bulunmayan hastalarda bu yöntemi önermekteyiz. Sadece 20-25 dakika süren bir işlemdir. Fark edilir bir iz kalmaz. 

İstatistiklere göre Amerika’da Plastik cerrahların çoğunluğu meme altını tercih etmektedir. Büyük hacimli silikon jel protezlerin daha rahat yerleştirilebilmesi, kanama kontrolünün daha sağlıklı yapılabilmesi en büyük avantajlarıdır. Meme dokusuna ek müdahalelerinde yapılmasına izin verdiği gibi protezin kas altına daha güvenli yerleştirilmesini de sağlamaktadır. Zamanla protezinde yer çekimi ile aşağı doğru hareket etmesiyle iz meme dokusu altında, meme altı kıvrımı içinde gizli de kalacaktır. Bizim uyguladığımız ameliyatların neredeyse çoğunda (tabi meme altı kıvrım yeterli ise) bu giriş yerini avantajları ve sağlıklı olmasından dolayı tercih etmekteyiz. Tam olarak meme altından değil de biraz koltuk altına doğru kesi yerini yapmakta ve böylece bayanlar sonrasında ince çamaşır veya bikini giydiklerinde de iz de belli olmamakta, saklı kalmaktadır. 
 
Silikon protezlerin yerleştirildiği yerler ise meme bezinin veya göğüs kasının arkasıdır. Derinin çok ince olduğu ve meme bezinin çok yetersiz olduğu durumlarda, kas arkası, protezin örtülmesi için iyi bir seçenektir. Bunun yanında, göğüste hafif bir sarkma var ve bu ilave bir yöntem kullanılmadan sadece protez ile giderilmek isteniyorsa protezin meme bezinin arkasına konulması daha doğru bir tercihtir. Yoğun spor yapanlarda meme bezinin arkası, tuzlu su ile dolu bir protez seçilmişse kas arkası tercih edilir. Birden çok faktörün düşünülmesi gereken durumlar oldukça sıktır ve kararlar kişiye göre verilir. Çoğu kez düz yüzeyli olanlar kas altına; pürtüklü olanlar meme dokusu altına yerleştirilmektedir. 

Tekrar ameliyata neden olan en büyük ve en fazla görülen komplikasyon kapsül kontraksiyonudur. Bu tip bir komplikasyonun protezin kas altına yerleştirilmesi sonrası en az görüldüğü bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Meme dokusu altına konulduğu durumlarda bu komplikasyonun oluşumunun önlenmesi amacı ile dış yüzeyi pürtüklü protezler kullanılmaktadır. 

​

OP DR GÖKHAN ÖZERDEM | ESTETİK VE PLASTİK CERRAH ANTALYA